<_script><_script>

24 Şubat 2014 Pazartesi

Mesleğimi Nasıl Seçmeliyim ?

 Meslek seçimi kişinin tüm yaşantısını etkileyen önemli bir karar aşamasıdır. Bu aşamada yapılan hataların telafisinin kolay olduğu söylenemez. Öyleyse, sağlıklı kararlar için seçime dikkat edilmesi  gerekir.

Meslek seçiminde nelere dikkat edilmeli ?
¨  Kişiliğinizi tanımalısınız.
¨   Yeteneklerinizin neler olduğunu bilmelisiniz.
¨   İlgi alanlarınızı iyi tespit etmelisiniz.
¨   Meslekler hakkında bilgi edinmelisiniz.


    Neden yeteneğime göre meslek seçmeliyim ?
    Her mesleğin gerektirdiği farklı yetenekler vardır. Eğer seçtiğiniz mesleğe uygun yetenekte iseniz, çok fazla uğraşmadan başarılı olabilirsiniz. Aksi bir durumda ise, ne kadar çabalasanız da büyük başarılar elde edemezsiniz.


9 Şubat 2014 Pazar

Kahveyi Nasıl İçmek Lazım ?

Kahvenizin içindeki yan ürünlerin ne gibi zararları olduğunu biliyor musunuz? Uzman Diyetisyen Işın Sayın, kahve tüketiminin insan sağlığı açısından bazı yararları olsa da aşırı tüketilmemesi gerektiğini söyledi. Kahveden çok, kahveye konulan yan ürünlerin zarar verdiğini belirten Sayın, bu yan ürünlerden doğal olmayanların tamamen zararlı olduklarını kaydetti. Kahve kremaları ve beyazlatıcılarda, sütle ''uzaktan yakından ilgisi olmayan'' katkı maddeleri bulunduğunu ileri süren Sayın, ''Süte yakın tadın yakalanmaya çalışıldığı ürünlerdir. Katkı maddelerinin alerji yaptığı, kansere yol açtığı, bağışıklık sistemi ve obeziteyle ilişkili gen dokusuna zararlı etkileri olduğu yönünde halen araştırmalar yapılıyor. Ayrıca, açlık-tokluk hissi veren hormonlarla teması üzerinde çalışılıyor'' diye konuştu. Kahve tüketiminin kadınlar üzerinde daha çok zararlı olacağını öne süren Uzman Diyetisyen Sayın, ''Kahve, kandaki kalsiyumun idrarla atılmasına neden olduğundan devamlılığında, özellikle kadınlarda kemik erimesini hızlandırır. Bu nedenle, kahveyi, içerisinde kalsiyum bulunduran sütle içersek, bu dengeyi biraz da olsa korumuş oluruz'' dedi.

En İlginç Ölümler

Dünya’da her yıl birçok insan ölüyor ama bazıları var ki insanın ağzı açık kalıyor bunlardan sadece bir kaçını şimdi size göstereceğim :
- Buenos Aires'te karısına sinirlenip onu öldürmeye karar veren adam, otelin 23. katındaki odalardan karısını aşağıya atar. Kadın elektrik tellerine takılır. İşini sağlama almak isteyen adam, karısının peşinden atlar. Tellere tutunamaz, yere çakılır.

- Mısırlı çiftçi, Nil Nehri'ne düşen tavuğunu kurtarmak için suya atlar. Ancak girdaba yakalanır. Kıyıya dönemeyince, bağırarak yardım ister. Bu kez oğlu atlar suya. O da girdaba kapılır. Beraberce yardım isterler. Derken adamın kızı, karısı da aynı kaderi paylaşır. Sonunda tavuk kurtulur ama ardında 6 ölü bırakır.

- Iraklı terörist Khay Rahnajet, içinde bomba olan paketi postayla suikast adresine göndermeye kalkar. Ancak yeterli sayıda pul yapıştıramadığı için, paket ev adresine geri gönderilir. İçinde bomba olduğunu unutan acemi terörist paketi açar ve sonrası malum.

- Astronot biliminde çığır açan Danimarkalı bilim adamı Tycho Brahe, vaktinde tuvalete giremediği için öldü. 16. yüzyılda yemek bitmeden sofradan ayrılmak hakaret sayılırdı. O gece, şölene gelmeden önce tuvalete girmeyi unutmuştu. Yemekte içkiyi fazla kaçıran Brahe, izin isteyemeyecek kadar nazikti. İdrar kesesi patlayan bilim adamı, 11 gün acı çektikten sonra öldü.

- Güney Afrika'nın Cape Town Şehri'ndeki bir hastanede gizemli olaylar oluyordu. Üstelik ölümlerin hepsi, cuma günleri 311 numaralı yoğun bakım odasında gerçekleşiyordu. Hemşireler ve doktorlar buna bir çözüm bulamayınca, devreye polis girdi. Araştırmalar sonuç vermedi. Sır ölümlere uzun süre açıklama getirilemedi. Uzmanlar, odanın havasını bakteriyolojik olarak kontrol ettiler. Sonuç sıfırdı. Bu arada ölümler devam etti. Sonunda oda sürekli olarak gözetim altına alındı ve neden ortaya çıktı. Cuma sabahları saat 06.00'da odaları temizleyen görevli, hastanın başındaki solunum cihazının fişini çekerek elektrik süpürgesinin fişini takıyordu.

- Marco ve Roberto adlı iki kardeş, hiç geçinemiyorlardı. Roberto'nun sık sık kendisiyle dalga geçmesine dayanamayan Marco, kardeşini öldürdü ama onun ölümünden 5 dakika sonra kendisi de öldü. Çünkü Marco ile Roberto, aynı donanım sistemini paylaşan ikizlerdi. Roberto ölünce, Marco'nun da kan dolaşımı durmuştu.

- ABD'nin Alabama Eyaletinde 25 yaşındaki bir asker tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencere kenarında oturarak tükürüğünü sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan bir asker, dengesini kaybedip 11. kattan düşerek hayatını kaybetti.

- 1995 yılında Coca Cola makinesinden bedava soda almaya çalışan bir adam, aniden fırlayan kola kutusu yüzünden hayatını kaybetti.

- Jake Fen isimli Macar adam, eşini korkutmak için kendisini asmış pozu verdi. Eve gelen eş, kocasını o halde görünce bayıldı. Kapıyı açık gören komşu kadın içeriye girince, iki cesetle karşılaştığını sanıp evi soydu. Topladıkları ile çıkarken, Jake kadına bir tekme attı. Cesedin canlandığını sanan kadın, korkudan öldü.

- New York'ta caddede bir adama araç hafifçe çarptı. Adama bir şey olmamıştı. Şoförle konuştu ve kalkacakken olayı gören biri yanına gelerek, kalkmazsa sigortadan para alabileceğini söyleyince yeniden aracın önüne yattı. Araç sürücüsü ise adamın gittiğini düşünerek gaza bastı ve adam öldü.

- Bayan Carson, Amerika'nın New York Kenti'nde yaşıyordu. Bir gün eğlenmek için cenaze işleri yapan bir şirketle anlaştı. Şirket eve telefon etti ve Bayan Carson'un kalp krizi geçirip öldüğünü söyledi. Aile hemen koştu. Bu sırada tabutun içinde yatan Bayan Carson, birden doğruluverdi. Ama kızı o anda kalp krizi geçirip öldü.

- Romollo Ribaldo, işsizdi. Pisa Kenti'nde oturan 42 yaşındaki bu İtalyan, bir gün tabanca ile intihar etmeye hazırlandı. Eşi onu engellemek için dil döktü. Sonunda Romolo, ağlamaya başladı ve intihardan vazgeçip silahını yere fırlattı. Ateş alan tabancadan çıkan mermi eşine isabet etti ve eşi öldü.

- Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa götürülüyormuş. Mısır tarlasının ortasında, tabut köylülerin ellerinden düşüvermiş. Tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış. Akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş. Balıkçılar "Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük?" diye endişeye kapılarak, cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine tutmuş. Hemen ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset, hastaneye kaldırılmış. Operasyon 6 saat sürmüş. Ameliyattan çıkan doktor, alnından akan terleri silmiş ve "Çok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş

- 1983'te mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diego’lu bir kadın, polislere 'eğer onu bırakmazlarsa' morarana kadar nefesini tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar, o da gerçekten ölünceye kadar nefesini tuttu.

- Bir fil bakıcısı filin temizliği ile ilgilenirken filin posasının altında kalıp can vermiş.
- Bir lunaparkın 2 kafadar gece bekçisi, park kapandıktan sonra dönen salıncaklara binmeye karar vermişler. Yönetici kabinine girmişler, aleti çalıştırmışlar. Makinenin ısınması için 1 dakika kadar süre gerekiyor tabii. Salıncaklara bir güzel kurulmuşlar. 1 dakikalık süre geçmiş, alet çalışmaya başlamış. Ama 2 kafadar, seans süresini ayarlamayı unutunca bütün gece kusarak ölmüş.

Bunlar da ilginç ölüm nedenleri:
- Her yıl, çatıya çıkıp anteni değiştirenlerden bin 800 kişi can veriyor. Çatıdan düşen ama ölmeyenlerin sayısı da 2 bin civarında.

- Özellikle son yıllarda, cinsel ilişki sırasında ölenlerin sayısında oldukça büyük bir artış var. 1 yılda bin 500 kişi seks yaparken can veriyor.

- Dünyanın en zor mesleklerinden biri de kuşkusuz otomobil tamirciliğidir. Her yıl, bu iş sektöründe 900 kişi hayatını kaybediyor.

- En fazla ölümlerin yaşandığı iş kollarından biri de boyacılık sektörü. Dünya üzerinde her yıl bin 100 kişi, boya merdiveninden düşerek ölüyor.

- Her yıl 33 bin kişi, yanlış iğne nedeniyle ölüyor. Özellikle Afrika'da, bu tarz ölümler artık normal sayılıyor.

- Her yıl, gömlek veya pantolon düğmesi dikerken 299 kişi ölüyor. Dikiş sırasında iğneyi vücuduna batıranlardan bazılarının ölüm nedeni: Bulaşıcı hastalık.

- Her yıl, 2 bin 480 kişi ampul değiştirirken elektrik çarpması nedeniyle ölüyor.


- İlginç ölümlere maruz kalanlardan bazıları da kasa görevlileri. Her yıl ya soyguncuların kurşunu ya da müşterilerle tartıştıkları için 6 bin 500 görevli ölüyor.
( kaynakça, bkz: İlginç Ölümler )

8 Şubat 2014 Cumartesi

Efes Antik Kenti


Kuşadası’na veya Selçuk`a gelip de Efes harabelerini görmemek büyük bir kayıp olur. Efes harabelerini gezmeye karar verdiğinizde mutlaka profesyonel rehberlik hizmetinden yararlanmanızı tavsiye ederim. Haziran ile Ağustos aylarında Efes harabeleri sabah 11 ile 15 saatleri arası çok sıcak olmaktadır, taşlardan yansıyan güneş ışınları ve sıcaklık sizi rahatsız edebilir. Efes Harabelerini gezmek isterseniz o gün için üzerinize açık renk rahat kıyafetler giymenizi, güneş gözlüğü, şapka takmanızı ve spor ayakkabısıyla gezmenizi öneririm. Ayrıca yanınıza yeteri kadar içecek almalısınız.
                                                           Efes Harabeleri Harita
Efes Harabelerine giriş ücreti 25 TL’dir. Öğrenci fiyatı ise 15 TL’dir. Harabelere girişte 25 TL ödeyip Müze Kart alarak müze ve ören yerlerine 1 yıl boyunca sınırsız şekilde girebilirsiniz. Öğrenciler için Müze kart 15 TL’dir. (Efes Harabelerinde Yamaç Evleri görmek ekstra ücrete tabidir. Müze kart burada geçerli değildir.)
                                                                 Müze Kart Türkiye
Helenistik dönemden günümüze ulaşan bu şehir zaman zaman büyük depremler görmüş yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlardan dolayı liman kenti özelliğini yitirmiştir. Efes gezi alanı olarak 2 km alanda yer almaktadır. Günümüzde Efes harabelerinin %15 i gün ışığına çıkartılmıştır. Büyük gemiler ile Kuşadası limanına gelen turistler Efes harabelerini ve Meryem Ana evini yıl boyu ziyaret ederler.
                                                                Efes Harabeleri
Efes, Türkiye’nin bati kıyısında yer alan ve İzmir’in Selçuk ilcesine bağlı Roma döneminden kalan tarihi bir Yunan kentidir. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın 12 şehrinden biridir. Kurulusu Cilalı Tas Devri M.O. 6000 yılına dayanır. Efes, Roma İmparatorluğu döneminde Asya Eyaleti başkentliğini yapmıştır. Konumu dolayısıyla yine o dönemlerde bati ile doğu arasında köprü vazifesi gören önemli liman kentlerinden biri olmuştur. Eskiden sahip olduğu gerek ticari gerek politik önemi dışında Efes, Artemis Tapınağı’na da ev sahipliği yapması dolayısıyla yurdumuz için önemi oldukça büyüktür. Bilim, sanat ve kültür alanlarında birçok unlunun yetiştiği yer olan Efes, ayni zamanda Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yer olması sebebiyle bugün Hıristiyanlar tarafından Hac Yeri olarak benimsenmiştir.
                                                               Efes Müzesi
Efes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları yaklaşık 8 kilometrelik geniş bir alana yayılır. Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler yılda ortalama 1,5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Tümüyle mermerden yapılmış ilk kent olan Efes’teki başlıca yapılar ve eserler aşağıdadır:
Artemis Tapınağı: Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olup temelleri MÖ 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis’e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan bir mimar tarafından tasarlanmış ve dönemin en büyük heykeltıraşları tarafından yapılmış olan çeşitli bronz heykellerle süslenmiş. Büyüklüğü 130 x 68 metre ve ön cephesi diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktür. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyormuş. Artemis Tapınağı M.Ö. 356′da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakılmış. Aynı gece Büyük İskender doğmuş. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiş. Tapınaktan günümüze sadece birkaç mermer blok kalmıştır.
                                                                 Artemis Tapınağı
Celsus Kütüphanesi: Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. 106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus’un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir. Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu.
                                                     Celsus Kütüphanesi’nde Konser
Efes Antik Tiyatro: Panayır dağ’ın batı yamacına kurulmuş olan Efes Antik Kenti Büyük tiyatro, liman yönü olan batıya bakmaktadır. Böylece şehrin en büyük yapısı gemi ile gelen ziyaretçiler tarafından çok uzaktan görülebilmektedir. Helenistik dönemde yamacın doğal kaya yapısı altyapı olarak kullanılarak inşa edilmiştir. 24000 oturma kapasitesi ile Hellenistik dönemde inşa edilen Efes Antik Tiyatro’su, Efes Harabeleri’nin en göz kamaştıran kısımlarından biridir. Tiyatro aynı zamanda Efes Harabeleri’nin en iyi korunmuş ve 150 metrelik çapıyla en büyük alanıdır. Roma İmparatorluğu döneminde bu tiyatroda pek çok gladyatör savaşı gerçekleşmiş. Yapı tiyatro gösterilerinin ve gladyatör mücadelelerinin dışında sayısız toplantıya da hizmet etmiş. Bizans döneminde sahne binasının bir kısmı şehir surlarına eklenip gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlandığında işlevini yitirmiştir.
                                                               Efes Antik Tiyatro
Meryem Ana Evi: Bülbüldağı’nda Hz. İsa’nın annesi Meryem’in son yıllarını St. John ile birlikte geçirdiğine inanılan kilisedir. Hıristiyanlar için hac yeridir ve bazı papalar tarafından da ziyaret edilmiştir. Meryem’in burada öldüğü mezarının da Bülbüldağı’nda olduğu düşünülmesine karşın Kitab-ı Mukaddes’de anlatıldığı gibi Meryem’in mezarının Mersin ilçesi olan Silifke’de olduğuna inanılmaktadır.
                                                                Meryem Ana Evi
                                                        Meryem Ana Dilek Duvarı
Yedi Uyuyanlar Mağarası (Ashab-i Kehf): Bizans döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş olan bu yer, putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hıristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları mağaradır. Dünya üzerinde ilgili mağaranın kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kent olmasına karşın Hıristiyan kaynaklarının çoğuna göre kent Hıristiyanlarca kutsal sayılan Efes’tir. Türkiye’de Yedi Uyuyanlar Mağarası olarak en çok bilinen ve ziyaret edilen mağara ise dönemin önemli bir merkezi ve St. Paul’un doğum yeri olan Tarsus’takidir. Efes`te 1927-1928 yılları arasında yapılan bir kazı sonucunda 5. ve 6. yüzyıla ait olan mezarlar bulunmuştur. Yedi Uyuyanlar’a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de kilise duvarlarında bulunmaktadır.
                                                     Yedi Uyuyanlar Mağarası
St. John Kalesi: Efes bölgesinin en yüksek noktası olan bu kalede cam ve su sarnıçları bulunmaktadır. Ayrıca St. John Kilisesi’nin bulunduğu bu tepe Efes Antik şehrinin ilk yerleşim bölgesidir.
                                                           Ayasuluk Kalesi
İsa Bey Cami: Aydınoğulları’ndan İsa Bey 1374-1375 yılları arasında Ayasuluk Tepesi’ne bu camiyi yaptırtmıştır. Anadolu cami mimarisinin ilk örneklerini sergileyen camide zengin süslemeler ve çiniler görülmeye değer. Cami, 19. Yüzyıl’da kervansaray olarak da kullanılmış. Cami, Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında bulunmaktadır.
                                                            İsa Bey Cami


5 Şubat 2014 Çarşamba

Tatilde Nereler Gezilmeli ???

2 haftalık tatilimiz bitmek üzere zorlu bir 2. dönem başlayacak öğrencilerin özellikle 8. sınıf öğrencilerinin yoğun bir temposu var. Bu tempoya başlamadan önce size gezeceğiniz yerlerden gidebileceğiniz avm'lerden bahsedeceğim.

  1. BURSA Uludağ'a gitmelisiniz...
  2. Tarihi yerler gezmek isteyenlere Ulu camii veye Ayasofya camii 
  3. Ben avmlerde takılmak istiyorum diyenlere Ataköy plus ,istinye park, viaport veya galeria...
  4. Müze gezmek isteyenlere Beylerbeyi Sarayı, deniz müzesine gidebilirsiniz.
  5. Eğer yurt dışı yapacaksınız buna geç kalmışsınızdır ama olsun ben size yine de vereyim:
  6. Fransa Paris, Dubai, Tac Mahal'e gitmelisiniz. Tabi bunlar benim görüşlerimdir. Sonuçta zevkler ve renkler tartışılmaz.

Hangi Filmler İzlenmeli ?

Benim en çok sevdiğim tür olan psikolojik film türleridir izlenmesi gerekenler ise

PSİKOLOJİK:

  • BENİM ADIM KHAN
  • SAKLAMBAÇ
  • 3 IDIOTS
  • HER ÇOCUK ÖZELDİR
  • AKIL OYUNLARI
  • KİMLİKSİZ
  • ZİNDAN ADASI
  • BLACK
  • KATİLİN YÜZÜ
  • AKIL DEFTERİ

AKSİYON:

  • FIGHT CLUB
  • WANTED
  • YÜZÜKLERİN EFENDİSİ
  • KARAYİP KORSANLARI
  • AÇLIK OYUNLARI
  • CESUR YÜREK
  • AVATAR
  • 300 SPARTALI
  • GLADYATÖR
  • MATRIX

Nasıl Kaykay Seçmeli ?

İlk olarak ustalaşma aşamasına göre kaykay alınmalı. İlk kaykayını alacak kişi 100 lirayı geçmemeli mesela
( model : Avessa Kuru Kafa Desenli Silikon Teker Kaykay ) türünde alınmalı. bundan sonra kendiniz zaten geliştirerek en uygun kaykayı kendiniz seçersiniz. amatörler olarak başlayacak kaykayın silikon teker alınmalı asfaltta ses çıkarmaz ve erimez. boyut olarak ise:
boyut            : 79cm
en                : 20 cm
teker çapı     : 50 mm
ABEC rulman : 5, 7 

herkes ABEC rulman ne demek diye düşünmüştür tekerin içindeki küçük metal bilyelere denir ABEC 3 hızlıdır ama sağlam değildir. ABEC 5 çok dayanıklıdır ama fazla hızlanamazsınız, amatörler genelde ilk olarak ABEC 5 kullanılır. ABEC 7 ve 9 daha çok profesyoneller içindir amatörler bu türden alırsa kaykayları kırılır zaten ABEC 7 ve 9 rulman 200 liradan aşağı değildir paranıza yazık olur. Genç yaşta başlarsanız daha rahat kavrarsınız. 

Partide Ne Giyilir ?


Parti, düğün,kokteyl derken artık takvimimizde her gece için ayrı bir uyarı notu yer alıyor. Havanın güzelleşmesi ve işlerin biraz da olsa hafiflemesi, adeta ‘davet sezonu’ diyebileceğimiz günlerin başlamasına neden oldu bile.

Kimi zaman bir gecede birden fazla yerde olma gerekliliğini bile getiren bu yoğun sosyal ortamda kendini yenilemenin yolu ise size eşlik eden aksesuarlarınızdan geçiyor.
Üst üste iki gece aynı kıyafeti giyseniz bile katılacağınız davetin niteliğine göre aksesuar seçimi yaparak bir önceki geceden tamamen farklı görünmek sizin elinizde. Farklı geceleri bir kenara bırakın, aynı gece iki üç ayrı davete katılmanız gerektiğinde bile bu yöntem işinize çok yarayacak, eminim.                                                  

Peki farklı davetlerde ne tür aksesuarlar kullanabilirsiniz?                                                                                 Davetlerde en çok dikkat çeken aksesuarlar, özellikle yaz aylarında elbiselerin de biraz daha rahatlamasından ötürü ön plana çıkan kolyeler ve sosyalleşmenin gereği olarak kullandığımız ellerimiz nedeniyle sürekli gözümüzün önünde olan yüzükler. Ben de sizlere ilham verecek seçimlerimde ağırlıklı olarak bu parçalar üzerinde durdum.
Büyük ve gösterişli kolyelerin yanı sıra iddialı yüzükler de tercih edebileceğiniz parçalar arasında yer alıyor. Ancak unutmayın ki ‘gösterişli’ ve ‘iddialı’ kelimeleri pek çok farklı noktaya uzanabileceği için seçim yaparken biraz dikkatli olmak gerekiyor.
Pembe altının zarafeti ve küçük taşlarla oluşturulan işlemeler öncelikle tercih edebilecekleriniz olsa da alıştığımız sarı altının bir kadına kattığı havayı unutmamak gerek.                                                                                     Davetlerde ön plana çıkan bir diğer konu da broşlar ve saç aksesuarları. Eğer katıldığınız davet uygunluk gösteriyorsa özellikle saç aksesuarlarını kullanmanız, size bambaşka bir hava katacaktır. Hatta bence küçük şapkalar ve tüylü aksesuarların kattığı o aristokrat havadan da faydalanın.                                                        
Her davetin başka bir dünya yarattığını ve seçimlerinizle bu dünyaların en göz alıcı ismi olabileceğinizi unutmayın. Sizler için seçtiklerimi kendi tarzınızla bütünleştirerek muhteşem sonuçlar alacağınızı umuyorum. Her davette yeni bir kişilikle buluşmak üzere…  (bkz:http://blog.lidyana.com/her-davet-yeni-bir-sen.html#respond)


9 Ağustos 2013 Cuma

Muhteşem Ötesi Video

Resmen sanat insan izlerken transa geçiyor!!!
Sanat ve Deha'nın karışımı bir şey.

6 Ağustos 2013 Salı

Unutkanlık

Bu aralar her şeyi unutmaya mı başladınız, bildiğiniz, tanıdığınız insanlar, olaylar size yabancı gelmeye mi başladı, bazı şeyleri defalarca soruyor musunuz; eşyalarınızı bir yerlerde unutmanızın ötesinde günlerdir planladığınız bir şeyi de günü geldiğinde unuttuğunuz oluyor mu? O zaman bu yazıyı dikkatlice okumanızda fayda var.
Yaşlılığa özgü bir sorun olarak görülen unutkanlığın günümüzde genç ve aktif yaşam içinde olan insanlarda da yoğun bir şekilde görülmeye başlamasının nedenlerini öğrendim. Gençlerde de görülebilen unutkanlık probleminde unutma yerine ‘hatırlayamama’ “dikkat eksikliği” konsantrasyon güçlüğü” ‘Yaşlılık sürecinde halk dilinde bunama da denilen demans sendromu gibi hastalıkların ilk belirtilerinden birisi unutkanlık olabilir. Bellek (hafıza) beynimizin en önemli bilişsel işlevidir ki öğrenmemizi, birikimlerimizin depolanmasını ve gereğinde geri çağrılmasını sağlar. Bu süreç nöron denilen beyin hücreleri, hücreler arası bağlantılar olan sinapslar ve bir sürü karmaşık mekanizmalar ile gerçekleştirilir. Bellek yanı sıra algılama, muhakeme, dikkat, yürütücü işlevler gibi diğer işlevlerimiz en az bellek kadar önemli olup bilişsel işlevlerimizin bütününü oluşturur.’.
Beyin sadece öğrenme değil; aynı zamanda unutma organıdır!
Beynin sadece öğrenme değil, aynı zamanda unutma organı olduğunu bilmek gerekir. İnsan hafızası unutkanlık hastasıdır. İnsan yaşamını devam ettirebilmek adına anlık heyecan, sevinç, üzüntü gibi kendisine yaradılıştan eklenen özellikleri yaşayabilmek için unutmak zorundadır. Böylece hayatını devam ettirebilir.
Neler unutkanlığa neden olabilir?
Genç yaş grubunda unutkanlığa sebep olabilecek birçok neden vardır. En çok karşılaşılanları
• Depresyon,
• Dikkat eksikliği,
• Kaygı durumları,
• Stresli yaşam koşulları,
• Uykusuzluk,
• Açlık,
• Bir işi öğrenirken birden fazla şeyle uğraşmak
• Öğrenme ve hafızada tutma tekniklerini yeterince bilmemek
• Tıbbi tedavi gerektiren anemi, kan şekeri değişiklikleri, vitamin eksiklikleri, tiroid hastalıkları gibi rahatsızlıklar etken olabilir.
Eğer sık sık unutmaya başladıysanız…
• Ayrıntılı görüşme ve muayene için uzman bir doktora (nöroloji, psikiyatri)  başvurun.
• Gerekli görülürse nöropsikolojik (nörokognitif veya bilişsel) testler denilen testler ile değerlendirme yaptırın. (Bu süreçte unutkanlık ve davranış bozukluğu şikayeti ile başvuran hastaya genel tarama testi yapıldıktan sonra bellek-hafıza, basit ve karmaşık dikkat; yürütücü işlevler (karar verme, planlama, sıralama, organizasyon vs), dil testleri, görsel –mekansal beceriler testleri ve davranış ölçekleri gibi testler uygulanır.)
• Gerekirse laboratuvar tetkikleri olarak kan tetkiki, EEG, beyin MRG/BT tetkikleri istenebilir.
Beynimizi yaşlandıran faktörler nelerdir?
• Genetik yatkınlık,
• Depresyon, stres,
• Ateroskleroz (damar sertliği),
• Kafa travması,
• Epilepsi,
• Düşük eğitim düzeyi,
• Obezite,
• Hipertansiyon, Hiperlipidemi, Diyabetes mellitus,
• Sigara, alkolizm,
• Tiroid hastalıkları,
• B 12 Vitamini eksikliği (nöroanemik sendrom),
• Demans (Alzheimer vs), Beyin tümörü
Unutkanlığı Ne Zaman Önemsemeliyim?
Sebebi ne olursa olsun, hangi yaş grubunda belirirse belirsin günlük yaşam aktivitelerini etkileyen özellikte ise mutlaka önemsenmeli nöroloji veya psikiyatriye başvurulmalıdır. Bazı belirtiler vardır ki unutkanlık şikayeti artık hastalık haline gelmiştir. Çevrenizde bu belirtileri yaşayan insanlar varsa;
• Yeni yaşanan olaylar ve yeni konuşulan konuları unutuyorsa,
• Söyleyeceklerini unutmaya başladığını fark ediyorsanız,
• Yakınlarını tanıyamıyorsa,
• Yeni gördüğü insanları kısa sürede unutuyorsa,
• Aynı şeyleri sık sık sormaya başladıysa,
• Hesap işlerini yapamıyor, hesapların içerisinden çıkamıyorsa,
• Randevularında aksamalar olmaya başladıysa,
• Bildiği yerleri bulmakta zorlanıyor, kayboluyorsa,
• Karar veremiyor ve sorun çözemiyorsa hemen bir uzmana başvurması doğru bir adım olacaktır.
Eğer Sağlıklı Bir Beyne Sahip Olmak İstiyorsanız Bunları Deneyin:
• Stresten, kaygı ve üzüntüden uzak kalmaya çalışın,
• Yeterli ve dengeli beslenme ile kilo kontrolüne dikkat edin,
• Antioksidanları içeren gıdalar alın,
• İyi, kalite uyku ve beslenme düzeni oluşturun,
• Mutlaka sigara ve alkolden uzak durun,
• Yaşınıza uygun düzenli egzersizler yapın,
• İnsanlarla iletişime geçin, sosyal aktivitelere katılın,
• Sürekli yeni ve kompleks bilgiler edinin,
• Bulmaca, iskambil, satranç gibi yoğun zihinsel aktivite gerektiren oyunları oynayın,
• Kitap okuyun, radyo dinleyin, televizyon izleyin. Bunları yaparken yorumlarda bulunun, tartışmalara katılın.
• Yabancı dilde kelimeler öğrenmeye çalışın,
• İnançlı olun, Allah'a(c.c) duanızı eksik etmeyin,
• Meditasyon, yoga gibi aktivitelerde bulunun,
• Aile ve arkadaş ilişkilerinizi güçlü tutun,
• Emekli olmayın, aktif ve her zaman bir amaç için uğraşın,
• Planlı yaşayın,
• Düzenli doktor kontrolüne gidin ve doktorunuzun sağlık ile ilgili tavsiyelerine mutlaka uyun.
Eğer bunları uygularsanız hayatınızı mutlu yaşarsınız.

Matruşka

Matruşkalar iç içe giren ahşaptan yapılmış 5 veya 7 bebekten oluşur. Matruşka'nın doğduğu yani ilk yapıldığı yer Moskova yakınlarında Abrentsevo Malikanesine ait çocuk eğitim atölyesinde yapıldığı iddia edilmektedir. İsmini beğenilen bir bayan olan Matrioska'dan aldığı söylenmektedir. Matruşka oymacılık ve resim açısından Rusya'nın ruhu ve imajıdır. Matruşka sarafan giymiş bebekler şeklinde boyanır. Bazen Sovyetler birliği liderleri olarak çizilmiş olanlar da vardır.

Telefonda Radyasyon

Arkadaşlar telefonunuzu seviyorsunuz ama ne kadar radyasyon yaydığını biliyor musunuz? Bir deneyde 4 tane telefonu masaya koymuşlar ve ortalarına mısır koymuşlar ve aynı anda telefonları aramışlar ve mısır patlamış yani bu deneye göre telefonların radyasyonunun ne kadar güçlü olduğunu öğrendik.
Bu radyasyondan nasıl kurtulabiliriz?
  1. İlk olarak telefonunuzu imkanınız varsa vücudunuza olabildiğince uzakta tutun mesela çantanıza koyabilirsiniz.
  2. evde yada başka bir yerdeyken telefonunuzu masaya koyun.
  3. Asla tamamı sahte telefon almayın çünkü normal telefonlardan 4 kat daha fazla radyasyon yayıyor.
  4. Eğer önemli değilse 10 dakikadan fazla görüşme yapmayın.
  5. Kulaklıkla fazla görüşme yapmayın. 

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Yunan Mitolojisi

Yunan Mitolojisi çok eskiye dayanır. İlk başlarda Gaia ile Uranüs evlenerek 12 Titan doğurdu Dünya'yı 12 titan yönetiyordu ve hepsinin farklı görevleri vardı:
*   Kronos -- Zaman.
*   Okeanos -- Okyanus.
*   Tethys -- Yeraltı suları.
*   Hyperion -- Güneş.
*   Theia -- Görüntü ve değerli taşlar.
*   Koios -- Akıl ve kuzey kutbu.
*   Phoebe -- Karanlık ve Gizem.
*   Rhea -- Cinsel bereket ve dağlık bölgeler.
*   Mnemosyne -- Hafıza ve hatıra.
*   Themis -- Yağmur
*   Kriyus -- savaş ve barış
*   Iapetos --Ölümlülük, yara ve yaşam süresi
*   Gaia (titanların annesi) --Toprak ana
ve Gaia Kronos'a özel bir tırpan vererek babası yani Uranüs'ü öldürmesini istedi Kronos babasını binlerce parçaya böldü ve böylece Kronos başa geçti. Kronos başa geçtikten sonra onlarında 12 tane çocuğu oldu ve bunlar Olimpos Tanrılarıydı. Aradan zaman geçtikten sonra Tanrılarla titanlar savaştı savaşı tanrılar yendi ve titanları Tartarus 'un (Tartarus 'da bir titandı) yani dipsiz bir çukurun dibine attı. Böylece Gaia derin bir uykuya yatırıldı. Titanları 3 oğlu(Zeus, Posedion, Hades) kura çektiler ve Zeus'a gökyüzü Posedion'a okyanus Hades'e yeraltı çıktı toplamda 12 Tanrınında görevi vardı:

Tanrı konseyi
*   Zeus -- Gökyüzü, yağmur
*   Posedion -- Deniz
*   Hades -- Yeraltı
*   Hera -- Evlilik, kadın
*   Athena -- Bilgelik
*   Afrodit -- Aşk ve sevgi
*   Ares -- Savaş
*   Apollon -- Sanat ve kehanet
*   Artemis -- Avcılık ve kırsal hayat
*   Hephaistos -- Ateş ve madencilik
*   Hermes -- Tanrıların habercisi ve ticaret
*   Dionysos -- Üzüm, şarap ve eğlence
Böylece Dünya'yı tanrılar yönetmeye başladı ama titanlar intikam için zamanı bekliyorlar.

4 Ağustos 2013 Pazar

Dersi Nasıl Çalışmalıyız?

Ders çalışırken ilginizi dağıtacak sevdiğiniz eşyalar  olmamalıdır. Etrafınızda elektronik (bilgisayar, televizyon, telefon, PSP, ... vs.) eşyalar olmamalıdır. Loş bir ışıkta çalışılmalıdır. Çalışacağınız masanın üstünde kitaplarınız ve ders araç gereçleriniz hariç hiçbir şey olmamalıdır. Mola verdiğiniz zaman masadan kalkılmalıdır yoksa ne ders çalıştığınızı ne mola verdiğinizi anlarsınız.. Eğer bir konuda kötüyseniz onun üstüne gidilmelidir onda kaçılmamalıdır . İlk olarak hocanın verdikleri yapılmalıdır. Aklınızın başka yerlere gitmemesi için masada duvarın karşısında çalışılmalıdır. Ama duvarda poster veya ilginizi dağıtacak şeyler bulunmamalıdır. Kendinize ulaşılabilecek bir hedef koymalısınız koyduktan sonra ulaşana kadar mola vermemelisiniz. Eğer çalışırken aklınız başka yerlere giderse kendinizi uyarmalısınız. Kimseyi ders çalışırken odanıza almamalısınız. Eğer kimseyi odaya almadıysanız kendinizde oyalanmamalısınız. Bir soruya 10 saat ayırmamalısınız. Önce yapabileceğiniz sorular sonra uğraşılacak sorulara geçilmelidir. Ve en önemlisi yapabileceğinize
 inanmalısınız. Ben matematik olimpiyatında okuyorum bunları yaparak başardım sizde başarın.
 Sizlere iyi dersler dilerim...

Önerilen Telefonlar

Çoğu kişi iyi bir telefon istiyordur. Ben size telefonlar hakkında bilgilendireceğim:

Çocuklar(0-10): Ben bu yaşa kadar telefon alınmasını önermiyorum ama ille de alınacaksa Nokia-3310 veya Sony Ericsson alınabilir ama sakın sim kartı almayın.

Ergenler(10-18): Ben Galaxy mini, Galaxy young, Galaxy ace, Nokia Lumia-520, Galaxy-S, 
Galaxy-SII başta olmak üzere öneriyorum. Ama sizi birkaç konuda uyarmam gerek.

Galaxy mini: Subway surfers, Jetpack joyride ve daha fazlası gibi oyunlarla sürümü uyumlu değil ama en önemlisi flaşı yok...

Galaxy young: bunda da güzel oyunlarla sürümü aynı değil ve flaşı yok en önemlisi geri tuşu dokunmatik olduğu için hep yanlışlıkla geri gidiyorsun...

Galaxy ace: Galaxy  mini' nin bir üst versiyonu gençler için tam ideal ama sadece biraz kalın sorun etmezsiniz inşallah...

Nokia Lumia-520: Bu telefonda Android  olmadığı için çoğu (neredeyse hepsi) ücretli uygulamalar.
 Ama yani çok güzel yönleri var mesela navigasyonu tüm dünyadaki telefonları geçer...

Galaxy-S: Güzel ama fotoğraf konusunda çok kötü bir telefon ve bazı uygulamaları kasıyor...

Galaxy-SII: Galaxy-S' in bir üstü ama fotoğrafı aynı şekilde çok kötü ve bazı uygulamaları kasıyor...

Yetişkin(18-ve üstü): Ben büyükler için Galaxy-S, Nokia Lumia-820 ve üstünü öneriyorum.

Galaxy-SIII: Pil çok çabuk bitiyor bazen aniden donabilir ve bazen telefon kapanıyor ve uzun süre açılmıyor... 

Galaxy Note-2: Bazen bir anda sesi kısık gelebilir internette sorun olabilir ve pili çabuk bitebilir...

yetişkinler kısmına fazla yazamadığım için üzgünüm. :(

2 Ağustos 2013 Cuma

Telefonda VİRÜS

Çoğu kişi telefonunu sever. Ama ya virüs kaparsa diye herkeste bir endişe vardır
Ben size burada nasıl virüs kapmayacağını göstereceğim:

-İlk olarak SD kartı başka yerlere iki de bir takıp çıkartmayacaksınız.

-Güvendiğiniz "anti-virüs programı" kuracaksınız. Ben Androidler için "ZONER ANTİ-VİRÜS" ( Zoner Anti-Virüs Free yazarsanız ücretsiz sürümü yükleyebilirsiniz) programını öneriyorum.

-Resimlerinizi, videolarınızı, müziklerinizi, sizin için ne değerli ise bir bilgisayara bir klasör açıp oraya kopyalayın.

-Eğer benim dediklerimi yapmadan virüs kaparsa ilk olarak dosyalar kısmındaki ayarların içinde bir yerde "Gizli Dosyaları Göster" diye  bir kısım var oraya bakın. Eğer orada yoksa... yoksa.... gerçekten yoksa ne yazık ki Allah rahmet eylesin sizin dosyalar ölmüş demektir. :(
Ama bir ihtimal virüs bazen dosyaları gizler göstermez sonra dosyalarınız bir anda ortaya çıkarsa hiç şaşırmayın ama yine telefonunuzu virüslere karşı taratın. :)

-Her yerde arayıp ta bulamadıysanız ve üzerinden zaman geçmiş ama hala dosyalar yoksa bilgisayarı telefonunuza bağlayın ve masaüstünde bilgisayara tıklayın eğer telefonunuz bilgisayara bağlanmışsa orada yeni birim (D:), yerel disk (c:), DVD RW sürücüsü (E:) ve sizin aygıtınız çıkar yeni birim (D:) ve yeni birim (C:) nin alt kısmında bir alan gösterir o alanın mavi ile taranmış kısmını görürsünüz eğer sizin o alan azıcık ise silinmiş demektir. " GEÇMİŞ OLSUN "


1 Ağustos 2013 Perşembe

Kitap Okuma Alışkanlığı

Kitap okuma her insan için önemlidir neden mi?
 İnsan kitap okuyarak gelişir ama okuduğu kitap da önemlidir.
 Çizgi roman okuyarak bir şey öğrenemezsiniz.
 Tamam çizgi romanda da faydalıdır ama sadece o anlık eğlenirsin gerisi boş.
 Bizim tavsiye ettiklerimiz 100 temel eserden yanadır. Çünkü bizim yani Türklerin eserleri bizi anlatan
bizi tanıtan eserlerdir. Bu sayede gelişir öğreniriz. Kitap okudukça Türkçen gelişir edebiyatın gelişir ama en önemlisi hafızan gelişir. Erkeklerin kelime hafızası 5.000,kadınların 30.000'dir bu yüzden ne yazık ki biz erkekler daha fazla kitap okumalıdır. Ama bunu sakın sorun olarak algılamayın bizde kendimizi anlatabiliriz. Sadece daha detaylı ayrıntılı anlatmak için okuyoruz. Kadınlar da okumalıdır okumamalıdır diye bir şey demiyorum hemen sevinmesinler ...


31 Temmuz 2013 Çarşamba

İlk Mesaj

Merhaba Dünya,
Bu size ilk mesajım, bundan sonra da öğrendiğim şeyler hakkında sizlere mesajlarım olacaktır.